dropdown

Icon

Hayat Kutsaldır

Muhterem Müslümanlar!
Allah (cc) tarafından “en güzel biçimde yaratılan”ı ve “çok şerefli kılınan”2 insanın hayatı büyük bir imtihandır. “O, hanginizin daha güzel amel edeceğini imtihan etmek için, ölümü de hayatı da takdir edip yaratandır.”3 Bu ölüm gerçeği karşısında insan bilmelidir ki gerçek ve tükenmez hayat ahiret hayatıdır.4 Dünya hayatı ise geçici, oyalayıcı olup esasen bir imtihan sürecinden ibarettir.5 Bu hayat imtihanında başarılı olabilmek için Cenab-ı Hak insana; gören göz, işiten kulak, anlayan gönül ve düşünen akıl gibi lüzumlu tüm yetenekler ve sayısız nimetler vermiştir.

Değerli Mü’minler!
Hayat kutsaldır ve Allah’ın bir ihsanıdır. İntihar ise cinayettir ve büyük günahlardandır. İntihar; Kişinin kendi hür iradesiyle ölümü seçip istemesi ve sonuçlarını bilerek kendisini öldürmesidir.
            
            Kişinin haksız yere başkasını öldürmesi gibi6 kendi canına kıyması da kesin olarak yasaklanmıştır. Hatta intiharın başkasını öldürmekten daha büyük bir suç olduğunu ileri süren alimlerimiz de vardır.

Ayrıca “Kendinizi kendi ellerinizle tehlikeye atmayınız” mealindeki ayette kişinin kendi ölümüne yol açacak davranışlara girişmemesi gerektiği belirtilmiştir.

”Rasül-ü Ekrem Efendimiz, “Kim kendisini bir şeyle öldürüp (intihar ederse) kıyamet günü o şeyle azab verilir” (Buhari, Eyman 7) buyurmuş ayrıca, intihara karşı tavrını göstermek için intihar eden bir kimsenin cenaze namazına katılmamıştır;7 ama ashabına kılmalarını söylemiştir.

Kişinin, Allah’ın bir emaneti olan kendi canı üzerinde tasarrufta bulunma hakkı yoktur. Büyük acı ve ızdıraplar içerisinde kıvranan insanlar için bile intihar meşru bir yol değildir. Hz. Peygamber, gerek geçmiş ümmetlerden gerekse kendi sahabeleri arasından bazı örneklerle bu hususa dikkat çekmektedir.8

Günümüzde intihar faktörleri arasında en önemli yeri maddi ve manevi kayıpların veya kayıp tehditlerinin yer tuttuğu bilinmektedir.

Aziz Kardeşlerim,
Dünya sıkıntılarından dolayı intihar etmek acizliğin ifadesidir. Son günlerde Batı Trakya Müslüman Türk Toplumunda görülmemiş şekilde intiharlar artmıştır. İntihar kaçıştır. Allahın gazabına acele ile gitmektir. Halbuki Allah o sıkıntıları yenmemizi beklemektedir. Yüce Rabbimiz Kur’an-ı  Kerim’de; “Kim Allah’a karşı gelmekten sakınırsa, Allah ona bir çıkış yolu açar.”9 diye buyurmaktadır. Ayrıca geride kalanları düşünmeden, ahiretimizi düşünmeden intihar etmek Müslümana yakışmayan feci bir harekettir.

O halde değerli kardeşlerim;
Dünyaya gönderilişimizin hikmetini, nereden geldiğimizi, ne için geldiğimizi, nereye ve ne için gideceğimizi iyi düşünelim. Hayatın her saatini ilahi rıza doğrultusunda değerlendirelim. Fırsat elden kaçmadan ve ecel gelip çatmadan, yarın ölecekmiş gibi ahiret için hazırlanalım. Kur’an ve sünnet yolundan ayrılmayalım.


1) Tin 4
2) İsra 70
3) Mülk 2
4) Ankebut 64
5) Bakara 85
6) İsra 33
7) Müslim Cenaiz 107
8) Buhari Cenaiz 84
9Talak 65

tesettür...

Bizim anlattığımız tesettür... Nur suresi 31. ayet, Ahzap suresi 59. ayet...

ALA KIZI, KAYRA KIZI ARMİNE KIZININ ANLADIĞI TESETTÜR 


SEN farzı ANLAT onlar tarz yapsın. Uyuyun Müslümanlar modacılara prim verenler kıyamet günü bunun hesabını fazlasıyla ödeyeceksiniz... -Mustafa Kuş-

Nur suresi 31:
Mümin kadınlara da söyle: Gözlerini (harama bakmaktan) korusunlar; namus ve iffetlerini esirgesinler. Görünen kısımları müstesna olmak üzere, zinetlerini teşhir etmesinler. Baş örtülerini, yakalarının üzerine (kadar) örtsünler. Kocaları, babaları, kocalarının babaları, kendi oğulları, kocalarının oğulları, erkek kardeşleri, erkek kardeşlerinin oğulları, kız kardeşlerinin oğulları, kendi kadınları (mümin kadınlar), ellerinin altında bulunanlar (köleleri), erkeklerden, ailenin kadınına şehvet duymayan hizmetçi vb. tâbi kimseler, yahut henüz kadınların gizli kadınlık hususiyetlerinin farkında olmayan çocuklardan başkasına zinetlerini göstermesinler. Gizlemekte oldukları zinetleri anlaşılsın diye ayaklarını yere vurmasınlar (Dikkatleri üzerine çekecek tarzda yürümesinler). Ey müminler! Hep birden Allah'a tevbe ediniz ki kurtuluşa eresiniz.

Ahzap suresi 59:
Ey Peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve müminlerin kadınlarına (bir ihtiyaç için dışarı çıktıkları zaman) dış örtülerini üstlerine almalarını söyle. Onların tanınması ve incitilmemesi için en elverişli olan budur. Allah bağışlayandır, esirgeyendir.

Mü’minin şuurlusu düğünde belli olur..


"Mü’minin şuurlusu düğünde belli olur" diyor Nurettin Yıldız Hoca

ve devam ediyor sözlerine.. 

Duâ ederken Hz. Ali ile Hz. Fatıma’nın mutluluğunu istiyoruz ama, düğünlerimiz Ebu Cehil’in, Ebu Leheb’in düğünlerine benziyor. . . !

Namazda otururken sağ ayağın dikilmesinin hikmeti nedir?


Erkeklerin sol ayaklarını yatırıp sağ ayaklarını dikmeleri ve sağ ayağın parmaklarını kıbleye doğru yönelterek, iki ellerini parmakların uçları ile aynı hizada olacak şekilde uyluklar üzerinde koyarak oturması sünnettir.
Kadınlara gelince: Hanefilere göre onlar teverrük şeklinde, yani butları üzerine oturup iki uylukları birbiri üzerine koyarlar, sol ayaklarını sağ taraftan çıkarmak suretiyle otururlar. Çünkü böyle oturuş onların örtünmelerine daha çok yardımcıdır.
Erkeklerin oturma şeklinin dayandığı delil, Hz. Peygamberin (asm) namazını vasfeden Ebu Humeyd'in rivayet ettiği şu hadistir:
"Sonra sol ayağını bükerek üzerine oturdu, sonra her kemik yerini buluncaya kadar doğruldu. Sonra secdeye kapandı."
Hz. Aişe (ra)nin rivayet ettiği hadiste ise şöyle denilmektedir:
"Hz. Peygamber (as) sol ayağını yatırır, sağ ayağını dikerdi."(1)
İbni Ömer de şöyle demiştir: "Sağ ayağın dikilmesi ve parmakları ile beraber kıbleye doğru çevrilmesi namazın sünnetlerindendir." (2)
İk'a, yani köpek oturuşu tarzında oturmak mekruhtur. Bu oturuş şekli iki ayağını yatırıp topuklar üzerine oturmaktır. Bunun dayanağı Hz. Ali (ra)nin rivayet ettiği hadistir: "Resulullah (as) şöyle buyurdu:
"İki secde arasında köpek oturuşu gibi oturma."
Hz. Enes rivayet ettiği hadiste şöyle anlatmıştır. "Resulullah (as) bana şöyle buyurdu:
"Başını secdeden kaldırdığın zaman köpek oturuşu gibi oturma."(3)
Kaynaklar:
1. Buhari ve Müslim rivayet etmiştir.
2. Nesei rivayet etmiştir.
3. Bu iki hadisi İbni Mace rivayet etmiştir.
(Prof. Dr. Vehbe Zuhayli, İslam Fıkhı Ansiklopedisi)

Ezan okunduğu esnada tuvalete girmek caiz midir?

Gerek bir ihtiyaç için, gerekse abdeste hazırlık için ezan okunurken tuvalete girmek, tuvalette bulunmak bir mahzur teşkil etmez. Zâten insan tuvalette iken namazın farzlarından birisi olan necâsetten tahareti gerçekleştirmekte, temizlik yapmaktadır. Orada tabiî bir ihtiyaç telâfi edilmektedir.
Hülâsa, ezan okunduğu esnâda, insan müsait olduğu ve imkân bulduğu zaman durur, ezanı dinler, icâbet eder.
Kaynak: (Mehmed Paksu, Aileye Özel Fetvalar)

Necasetten taharet: Namaz kılanın, vücudunu, elbisesini ve namaz kılacağı yeri, necasetten yani dinimizde pis sayılan şeylerden temizlemesidir. 

Hacı adaylarımızı kutsal topraklara uğurladık

Lebbeyk Allahumme Lebbeyk. Lebbeyke lâ şerike leke 
lebbeyk, İnnel hamde, Venniğmete, leke Velmülk. La şerike lek.

Manası: Mevlam Davetine uyarak sana geldim. Senin eşin ve ortağın yoktur. Mülk ve nimet senindir. Hamd sanadır.

Şerikin yoktur.





"Yarın benimle buluşmak isteyen elini ve dilini günahtan çeksin"

 

“İyi biliniz ki ben sizden önce gidecek ve sizi bekleyeceğim!
Dikkat ediniz:
Yarın ahirette sizinle buluşma yerimiz Kevser Havuzu’nun başıdır,
Yarın benimle buluşmak isteyen elini ve dilini günahtan çeksin.” 

~
(Buhârî/ Salât/ 80)


Kötü Alışkanlıklar

قال تعالي(يا ايهاالذين امنواانما الخمر والميسر والأنصاب والأزلام رجس من عمل الشيطان فاجتنبوه لعلكم تفلحون) وقال النبي صلى الله عليه وسلم : ( كل شراب اسكر فهو حرام )                                                                   

Muhterem Müminler!
Rasulullah (s.a.s) şöyle buyuruyorlar : “Helal olan şeyler belli; haram olanlar da bellidir. Bu ikisinin arasında şüpheli konular vardır. Şüpheli konulardan sakınanlar, dinini ve ırzını korumuş olur. Sakınmayanlar ise, bir süre sonra kendilerini haramın içinde buluverirler. Tıpkı sürüsünü başkasına ait bir arazinin etrafında otlatan çoban gibi ki, onun çok geçmeden bu araziye girme tehlikesi vardır.”(1)

Kardeşlerim!
Bütün ilahi dinlerin temel esaslarından biri de hayatın korunmasıdır. Allah’ın lütfettiği bedenimiz, bize emanet olarak verilmiştir. Bu yüzdendir ki İslam insan sağlığına çok önem vermiş, vücut ve ruh sağlığımıza zarar veren her şeyin yenilmesini, içilmesini, kullanılmasını her ne yolla olursa olsun vücuda alınmasını yasaklamıştır.